Uğurcan, Gençtürk ailesinin epilepsi hastası iki çocuğundan biriydi. Babası Hüsnü Gençtürk, Mamak Belediyesi’nde Zabıta olarak çalışıyordu. 15 Temmuz sonrası çıkarılan ihraç edildi. Evinde ise bakıma muhtaç, epilepsi hastası iki çocuğu Sibel (16) ve Uğurcan (21) vardı. Epilepsi dışında yüzde 99 engeli olan Uğurcan, 18 Eylül 2018 tarihinde vefat etti.

Kübra daha 5 aylıkken babası tutuklandı. 2020 Şubat ayında beyin sapı tümörü teşhisi kondu. Küçüçük bedeni acılar işindeyken dilinde tek duası ‘Allah’ım bana baba ver’ oldu. Ancak tutuklu babasına izin verilmedi. Minik Kübra, baba hasretiyle 14 Şubat 2021’de hayatını kaybetti.

Kocaeli Üniversitesi Harita Mühendisliği bölümünde araştırma görevlisi olarak doktorasını tamamlayan Aydan Menderes, yaşadığı binanın 9. katından atlayarak intihar ettiği iddia edildi.

HSYK 1. Daire Üyesi Teoman Gökçe, 15 Temmuz’dan iki gün sonra yüzlerce arkadaşı gibi 17 Temmuz 2016’da gözaltına alındı ve tutuklandı. Kalp hastasıydı. Dilekçeleri cevapsız kaldı. Gökçe, tutsak edildiği tek kişilik hücrede kalp krizi geçirdi. Uzun süre müdahale edilmeyen Gökçe, 2 Nisan 2018’de vefat etti.

21 yıl terörle mücadele eden KHK’lı özel harekat polisi Habip Akbaş 21 ay hapis yattıktan sonra geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.

KHK ile ihraç olan Ayşe Balık’ın eşine de  6 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Üzüntüsüyle kansere yakalanan Ayşe Balık, 34 yaşında vefat etti. Ardında 3 öksüz çocuk ve haksız yere hapsedilmiş eşi kaldı.

İlhami Keleş, KHK ile mesleğinden ihraç edilen bir öğretmendi.  İlhami Keleş, yaşadığı sıkıntılar ve terörist yaftalamasının yaşattığı üzüntü sonucunda yakalandığı kanser rahatsızlığı sebebiyle vefat etti. Keleş, yıllarca eğitim alanında hizmet etmişti, sendika üyeliği nedeniyle terör suçlamasıyla yargılanıyordu.

Halil Münir 3 yaşındaydı. KHK ile işsiz bırakılan anne, babası ve ağabeyi ile bindikleri bot Meriç’te alabora oldu. Minik Halil ve ağabeyinin cenazeleri bir gün sonra nehirden çıkarıldı.

Harp Okulu 2. Sınıf öğrencisi Murat Tekin, 15 Temmuz 2016 gecesi Yalova’daki kamplarından alınıp İstanbul Boğaz Köprüsü’ne götürülen askeri öğrenciler arasındaydı.  “Aralarında canlı bomba var” denilerek halka ateş açması istenmişti. Ancak o, silahını bırakıp halkın arasına girdi ve orada şişler, sopalar ve demir çubuklarla vahşice öldürüldü.