Manisa Ahmetli Kaymakamı Necmi Akman 17 Temmuz 2016 tarihinde görevden alındıktan sonra 20 Temmuz’da intihar ederek yaşamına son verdi. Koruma polisiyle yaşadığı arbedede tabancayı ele geçiren Kaymakam Akman, başına bir el ateş ederek öldüğü ifade edildi.
Olay yerine çağrılan ambulansla önce Ahmetli Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Akman, ilk müdahalesinin ardından Turgutlu Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Şakağına isabet eden kurşunla ağır yaralanan Akman, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Tabancasını kaptırdığı iddia edilen koruma polisi Ahmet G. ise olayla ilgili ifadesine başvurulmak üzere gözaltına alındı.
Akman’ın cenazesi Samsun İlkadım ilçesi Hastanebaşı Mahallesi’ndeki baba evinin önüne getirildi ve burada helallik alındı. Helalliğin ardından Kaymakam Akman’ın cenazesi Çatalarmut Mezarlığı’nda kılınan cenaze namazının ardından aile mezarlığına defnedildi.
Ağabeyinin dört dörtlük bir devlet adamı olduğunu belirten Necmi Akman’ın kız kardeşi Fadime Karadağ, “Devlet için çalışan bir insandı. İsterseniz kendi internet sitesine girip bakabilirsiniz. Devlete çalışacağım diye çocuklarını bile ihmal ederdi. Araştırılsın. Ağabeyim kesinlikle gururuna yediremediği için böyle bir şey yaptı. Çünkü çok gururlu ve onurlu bir insandır. Onun için böyle bir şey yaptı” dedi.“ Ağabeyim bana ‘meydanları boş bırakmayın’ demişti” Ağabeyinin araştırılmasını isteyen diğer kız kardeşi Hatice Akman ise gözyaşları içinde, “Ağabeyimi araştırın hak ettiği yeri ona verin. İadeyi itibar istiyoruz. Ağabeyim açığa alındında bile beni aradı, ‘bayraklarınızı alın, vatanını savunmaya koş, meydanları boş bırakma’ diye telkinde bulundu. Bana, ‘Ben açığa alındım bu yanlıştan dönülecek, siz vatanınızı savunun. Milletimiz çeşitli tehlikeler altında, bırakmayın son ana kadar savunun’ dedi. Yalvarıyorum size bizi araştırın” diye konuştu. Kaynak: İntihar eden kaymakam defin edildi
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, darbe girişimi soruşturması kapsamında görevden alındıktan sonra intihar eden Manisa’nın Ahmetli ilçesi Kaymakamı Necmi Akman’ın yazdığı mektubu Meclis’te okudu. Eşi ve kızlarına veda ettiği mektupta Akman, “Ben kendimden eminim. Hiçbir zaman Cumhurbaşkanıma, başkomutanıma, hükümetime bağlı olmaktan ayrılmadım. Ancak şimdi benim varlığım ülkem, vatanım, bayrağımız, başkomutanımız, hükümetimiz için tehditse bir kaymakam olarak benim görevim de onu ortadan kaldırmaktır” diye yazarak yaşamına son verdi.
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Manisa’nın Ahmetli ilçesi kaymakamı Necmi Akman’ın darbe girişimi sonrasında 17 Temmuz’da görevden alındığını, 20 Temmuz’da ise intihar ederek yaşamına son verdiğini bildirdi. Özgür Özel, Kaymakam Necmi Akman’ın yapılan bir ihbarla ’Fetullahçı’ yapıldığını, bunu gururuna yediremediği için intihar ettiğini belirtti. Özgür Özel, Necmi Akman’ın intihar etmeden önce yazdığı 6 sayfalık veda mektubunda darbe girişimi gecesi Manisa Valisini aradığını, darbeye karşı direneceğini söylediğini, Ahmetli İlçe Emniyet Müdürüyle birlikte personele çelik yelek ve uzun namlulu silah verdiklerini, halkı WhatsApp grubundan darbeye karşı direnmek için sokağa çağırdığını satır satır anlattığını bildirdi. Özel, Kaymakam Necmi Akman’ın mektubunda 15 Temmuz gecesi görüştüğünü belirttiği kişilerle irtibata geçtiğini kaydederek hepsinin o gece yaşananları doğruladığını vurguladı. Özgür Özel, Akman’ın cenazesinin memleketi Samsun’a götürüldüğünü, merkezin dışında bir yere defnedildiğini kaydederek şöyle konuştu:
“Ailesi ölümüne mi yansız, inançlı bir kişinin cenaze namazının kılınmamasına mı yansın, cenazeyi defnedecekleri yer arayışlarına mı yansın? Hepimiz çok hırslıyız. Biz onlarca yıldır bu örgütten kurtulmak istiyoruz. Ama hukukun dışına çıkarak hiçbir şey yapılamaz. Bugün bir telefonla bir ihbarla geçmişteki bir selamlaşmayla kişiler FETÖ darbesi yiyerek yıllardır görev yaptıkları ordudan kamu kurumlarından uzaklaştırılıyorlar. Ve belki alınan kararların önemli kısmı doğru olabilir ama bunun belki hukuk süzgecinden geçmesi OHAL kararnamesi ile hukuka kapalı şekilde yapılmaması lazım. Bu yüzden OHAL’e karşıyız. Yoksa bir sürü doğru yaparsınız ama bir tane Necmi Akman’ı kaybettiğiniz zaman bunu ne kendi vicdanınıza ne kamuoyuna ne de Türk siyasi tarihinin gelecekte geçmişini okuyan vicdanlarına anlatamazsınız.”
FETÖ/ PDY soruşturması kapsamında görevden alınan Ahmetli Kaymakamı Necmi Akman, 6 sayfalık veda mektubunda 15 Temmuz darbe girişimi gecesi neler yaptığı ve kimlerle konuştuğunun yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hayranlığını dile getiriyor. Necmi Akman, meslek hayatı boyunca her zaman doğru bildiğini yaptığını, değerlerinden hiçbir zaman taviz vermediğini ve kendisine iftira atıldığını belirtiyor. Akman görevden alındıktan sonra yaşadığı kırgınlığı şu cümlelerle dile getiriyor:
Darbeci FETÖ/ PDY tarafından yer aldığım suçlaması ne benim ne ailemin ne de akrabalarımın kabul edemeyeceği bir durumla karşılaştım. Babalarını 47’sinde, annelerini 42’sinde kaybeden fakir bir belediye işçisinin çocukları olan, 7 kardeş olarak devam ettik hayatımıza. Hayat sıkıntılar içinde geçse de ben okuyarak devlet memuru olmayı başarmıştım. Yıllarca eski Türkiye’nin sıkıntılı hayatını çekmiştik ki yıllarca özlemini duyduğumuz hükümete 3 Kasım 2002 seçimlerinde kavuştuk. Bir kaymakam olarak bu hükümetin başarılı olması için taşrada var gücümle çalıştım. Ben kendimden eminim. Hiçbir zaman Cumhurbaşkanıma, başkomutanıma, hükümetime bağlı olmaktan ayrılmadım. Ancak şimdi benim varlığım ülkem, vatanım, bayrağımız, başkomutanımız, hükümetimiz için tehditse bir kaymakam olarak benim görevim de onu ortadan kaldırmaktır. Bir iftira ile karşı karşıyayım. Sonuçta aklanacağım belki ama izi kalacak ve ben o izle yaşayamam. Beni merak eden vatandaşlarımız; www.necmiakman.blogspot.com.tr / adreslerinden okuyabilirler. Ömrüm boyunca devletin meşru kurumları dışında hiç kimseden emir almadım, almam da. Kanunların emrettiği hususların dışına çıkmadım, çıkmam da. Hiçbir grup, yapılanma, örgütlenme cemaat üyesi olmadım, olmam da.”
Akman, görevden alındığı gün kızı Zeynep’in Tıp ve Diş Hekimliği Fakültelerine yerleşebilecek kadar yüksek bir puan aldığını ancak bu sevince ortak olamadığını mektubunda şu şekilde anlatıyor:
1969 yılında Samsun’da doğdu. İlköğrenimini Samsun Emrullah Efendi İlkokulu ve 100. Yıl Lisesinin orta kısmında tamamladı. 1984 yılında Ankara Yenişehir Sağlık Meslek Lisesi’nde ortaöğrenimine başladı. Ankara Yenişehir Sağlık Meslek Lisesi’nin Laboratuvar Teknisyenliği bölümünün İzmir’e taşınması nedeniyle ortaöğrenimine İzmir Yenişehir Sağlık Meslek Lisesi’nde devam etti. 1988 yılında bu okuldan mezun oldu ve aynı yıl Ankara Rehabilitasyon merkezinde Laboratuvar Teknisyeni olarak memuriyet; Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde de yüksek öğrenim hayatına başladı.1988 yılında Ankara Numune Hastanesine geçiş yaptı. 1992 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olan Akman, 1994 yılında Kırıkkale Kaymakam Adayı olarak Mülki İdare Amirliği mesleğine geçiş yaptı. Kaymakam Adaylığı döneminde bilgi ve görgüsünü artırmak, yabancı dilini geliştirmek üzere adaylık eğitiminin bir parçası olarak İngiltere’ye gönderildi. Hastings International House’ta yabancı dil eğitimi aldı. 1997 yılında Çorum-Oğuzlar Kaymakamlığına atandı. 1999-2000 yılları arasında Sarıcakaya Askerlik Şubesi Başkanı olarak askerlik görevini ifa etti ve askerlik görevi sonrası Oğuzlar Kaymakamlığına döndü. 2001 yılında geçici olarak Ağrı-Diyadin Kaymakamı olarak görevlendirildi ve aynı yıl Batman-Gercüş Kaymakamlığına atandı. 2003-2007 yılları arasında Artvin Vali Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 2007-2011 yılları arasında Sakarya-Kocaali Kaymakamlığı görevinde bulundu. Aynı zamanda Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Kamu Yönetimi Anabilim Dalında Yüksek Lisans öğrenimini tamamlayarak doktora öğrenimine başladı. Eylül 2011 kararnamesi ile Çanakkale-Ayvacık Kaymakamlığına atanan Akman, Kasım 2011 yılında çeşitli incelemelerde bulunmak ve seminerlere katılmak üzere Amerika’ya gönderildi. 2012 yaz kararnamesi ile Sivas Vali Yardımcılığına atandı. 2013 yaz kararnamesi ile Ahmetli Kaymakamlığına atanan Necmi Akman evli ve iki çocuk babasıdır.
“Biliyor musun güzel Zeynebim; Tıp Fakültesini okumanı çok istiyordum. Sen Diş Hekimliği okumak istiyordun. Şimdi sen her ikisini de kazanabilecek bir puan aldın. Ama ben senin hak ettiğin şekilde sevinemedim. İnşallah Tıp Fakültesini tercih edersin. Senin sınav sonuçların açıklandığı gün ülkesine, milletine, devletine, Başkomutanına, parlamentosuna silah çeken; insanları bombalayan haşhaşilerin arasında adım anılarak çok sevdiğim işimden uzaklaştırıldım. Lütfen üzülme, babanın hiçbir şekilde o haşhaşilerle, canavarlarla, darbecilerle ilgisi yok. Baban daima millet iradesini ve demokrasiyi savundu, işini öyle yaptı. Sen müsterih ol kızım babanın onlarla hiçbir bağı yok. Biliyor musun tatlı Ayşem; çok başarılısın. Kore üniversitelerinden birinde okumak istiyordun. İnşallah bir yıl boyunca girdiğin sınavlar seni oraya götürür. Ablan için söylediklerim senin için de geçerli.”
‘KRALİÇEM SON KEZ ZEDELENEN ONURUMUZU KURTARMAYA ÇALIŞIYORUM’
Necmi Akman, eşi Mevlüdiye Erdoğan Akman’a şu satırlarla veda ediyor: “Sevgili eşim çok sıkıntı çektin. Hiç iyi bir ilçe de yada ilde çalışmadık. Puanımız yeterli olduğu halde bazı ’şanslı’ meslektaşlarımızın gittiği gibi yurt dışında yüksek lisans yada doktora çalışmasına gidemedik. Hak ettiğimiz ilçe sınıflarına da gidemedik. Malum birinci sınıf kaymakamlık hizmetini de dördüncü sınıf kaymakamlık da yapıyorduk. Biliyorum hiç şikayet etmedin. Hep mutlu olacak bir yol buldun. ’Olsun’ diyordun. ’Bir yanımızda Salihli var, diğer yanımızda Turgutlu. Oralarda her şey var. İzmir de yakın.’ Biliyorum ben üzülmeyeyim diye yapıyordun. Zira hiç talep ettiğimiz yerlerin yakınlarına gidemedik. Ahmetli hariç. Ama Ahmetli; Derdin ki ’şu onurlu ve dik duruşun sebebiyle hep sıkıntı yaşıyoruz. Lütfen biraz alttan almaya çalış’ Sana ’Benim karakterim bu. Öyle yaparsam o zaman evlendiğin Necmi, ben olmam ki.’ derdim. Evet son bir kez daha zedelenen onurumu, onurumuzu kurtarmaya çalışıyorum. Sevgili eşim, beni en iyi sen tanırsın. Benim güzel kraliçem metin ol, prenseslerimize iyi bak. Hemen hemen hiç varlığımız yok biliyorum. Size pek bir şey bırakamadığım için üzgünüm. Sakın başkomutanımıza ve hükümetimize kırgınlık gösterme. Olağanüstü zamanlarda böyle şeyle olur, her şey birbirine karışır. Allah’a emanet olun.”