Mustafa Zümre Füze Komutanlığı
  • Ölüm Tarihi 16/12/2016
  • Öldüğü Yer Meriç
  • Ölüm Sebebi Meriç'te boğulma
  • Defin Tarihi , Hatay
  • Gözaltı Tarihi 27.07.2024

ÖZGEÇMİŞ

Mustafa Zümre Türkiye’deki delilsiz tutuklamalardan ve işkencelerden dolayı ülkesini terketmek zorunda bırakıldı. 15. Füze Komutanlığı’nda mühendis olan Zümre 15 Temmuz sonrası gözaltına alındı ve çeşitli işkencelere maruz bırakıldı. Hakkında yeterli delil bulunamadığından adli kontrolle serbest bırakıldı. Ülkesinde can güvenliği kalmayan Mustafa Zümre ailesiyle birlikte kaçmaya karar verdi. Fakat yolda sınır denetimi yapan askerlere yakalandılar. Teslim olmamak için kendini Meriç’in sularına bırakan Zümre’nin cenazesi 3 ay sonra Tekirdağ’da köylüler tarafından kıyıda bulundu.

ÖZGÜRLÜK YOLUNDA YİTİRİLEN BİR HAYAT…

8 Mart 2017 günü Meriç nehri kıyısına 30’lu yaşlarda bir erkek cesedi vurdu. Bulunan kişi hapiste gördüğü işkencelerden sonra “beni bir daha alırlarsa sağ çıkamam” diyerek yurdunu terk etmek zorunda kalan bilgisayar mühendisi Mustafa Zümre’ydi. Sabahattin Ali gibi o da özgürlük yolunda Meriç’te can verdi. Türkiye’deki delilsiz tutuklamalar ve işkencelerden dolayı binlerce kişi kaçak yollardan ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Özellikle hükümete yakın medyanın hedef gösterdiği kişiler, rejimin savcıları tarafından haberler delil gösterilerek gözaltına alındı. 15.füze komutanlığında mühendis olan Mustafa Zümre de bu tuzağın kurbanlarından biri oldu. Hükümet medyasında Mustafa Zümre’nin ‘terör örgütü üyesi olduğu, Havelsan’da çalıştığı ve kozmik bilgilere sahip olduğu’ iddia edildi. Ancak Zümre Havelsan’da hiç çalışmamıştı. Ancak bu yanlış haberi tekzip edebileceği ne bir medya organı, ne de bir mahkeme bulabilirdi. Hakkında yapılan karalama haberleri, çalıştığı asıl kurumdan da ihraç edilmesine sebep oldu.

İŞKENCENİN HER TÜRLÜSÜNÜ YAPTILAR, BİR DAHA ALIRLARSA SAĞ BIRAKMAZLAR…
Demokrasiye ve hukuka inanıyordu Mustafa Zümre. Tüm imkânlarına rağmen yurt dışına çıkmadı. Ülkesinde kalıp kendisi gibi baskı ve zulme maruz kalanlara destek olmak, onların haklarını savunmak istedi. Bu düşünce de Erdoğan rejimi için bir tehditti. Mustafa Zümre, mağdur ailelere yardım etmek ve sözde terör örgütü üyeliği gerekçesiyle gözaltına alındı. Günlerce işkenceye maruz kaldı. Hakkında yeterli delil bulunamayınca adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yakınları, gözaltında neler yaşadığını soruyordu Mustafa Zümre’ye. Anlatmaya insanlık onuru elvermedi. “İşkence adına aklınıza ne geliyorsa hepsinin prototipini üzerimde denediler. Beni bir daha alırlarsa bu kez sağ bırakmazlar” demekle yetindi. Bir daha o işkencelere katlanamazdı. Türkiye’den çıkma planları yapmaya başladı.

ÇOCUKLARIYLA MERİÇ KIYISINA
Mustafa Zümre’nin kaçak yollardan yurtdışına çıkmaktan başka çaresi yoktu. 12 Aralık 2016 günü, yanına eşi Esra ve 1.5 ve 3 yaşlarındaki çocuklarını da alarak Meriç nehrinden Yunanistan’a geçmek üzere yola çıktı. Kendisi gibi görevinden ihraç edilen Mesut Yaşar da onlarla birlikte özgürlük yolundaydı. Tuttukları kılavuzun kiraladığı 22 UN 913 plakalı araç Umurca Köyü yakınlarında jandarma tarafından fark edildi. ‘Dur’ ihtarına uymayarak Yunanistan sınırındaki askeri yasak bölgeye kadar aracı süren kılavuz, daha fazla kaçamayacağını anlayınca aracı durdurup koşmaya başladı.

EŞİNE VEDA VE MERİÇ SULARINDA KURTULUŞ UMUDU
Mustafa Zümre’nin korktuğu başına gelmişti. Yakalanmışlardı. Sonuç yine tutuklanma olacaktı. Gördüğü işkencelerin tekrarını yaşamak istemiyordu. Ellerini sımsıkı tutan eşine baktı Mustafa Zümre. “Ellerine geçersem kurtuluşum yok” dedi. Anlık bir vedanın ardından koşarak kendini Meriç’in soğuk sularına attı. Bir süre yüzdükten sonra karşıya geçemeden gözden kayboldu. Jandarma araçta kalanları gözaltına aldı. Zümre’nin aranması için çalışma başlatıldı. Ancak iddiaya göre Zümre’nin Hizmet Hareketi yakınlığı gerekçesiyle arandığını öğrenen dalgıç ekipleri bir süre sonra aramayı bıraktı.
Hürriyet gazetesi ve ana akım medya olarak adlandırılan basın organlarının da rejim gazeteleriyle birlikte “HAVELSAN’dan ihraç edilen FETÖ’cü mühendis, Meriç’e atladı” manşetleriyle çıkmasının ardından Havelsan bir açıklama yaptı: “Haberler gerçekleri yansıtmamaktadır. Söz konusu haberlerde adı geçen Mustafa Zümre isimli şahıs  ‘Havelsan”da şirketin kurulduğundan günümüze geçen 34 yıl süresince hiç çalışmamıştır.'” Havelsan’ın açıklamasına rağmen pek çok medya organı tekzip veya özür dilemek yerine, Zümre’nin Havelsan’da çalıştığı iddiasını sürdürdü.

3 AY SONRA MERİÇTE NAAŞI BULUNDU
Aradan 3 ay geçti. Mustafa Zümre’den hala haber yoktu. Yakalandıkları gün gözaltına alınan eşi adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. 8 Mart günü Tekirdağ’ın Subaşı Köyü’nde yani Mustafa Zümre’nin suya atladığı yerin 6 km yakınında köylüler, kıyıya vurmuş bir erkek cesedi buldu. Kimlik tespiti yapıldı. Cansız beden Mustafa Zümre’ye aitti. Meriç nehrinin azgın sularında ortadan kaybolan mühendis, mücadeleyi kaybetmişti.

Ailesi tarafından Hatay’da sessiz ve gözyaşları içinde defnedildi Mustafa Zümre. Tek isteği, fikirlerini, değerlerini özgürce yaşayabilmekti ülkesinde. Cesedi bulunduktan sonra bile hakkındaki yalan haberler sürdürüldü rejimin medyası tarafından. Mustafa Zümre’nin faili azgın sular değil, emir eri basın kuruluşları oldu. Sabahattin Ali’yle aynı kaderi paylaştı. Hükümete muhalif olduğu gerekçesiyle yıllarca zindanlarda yatan edebiyatçı Sabahattin Ali de, Mustafa Zümre gibi tekrar hapsedilmemek için Bulgaristan sınırını geçmek üzere yola çıkmış, özgürlük yolunda can vermişti.

KAYNAKLAR:

15 Temmuz Sonrası Kararan Hayatlar: Mustafa Zümre

 

 

Copyright © 2021 Tenkil Museum