Cezaevinden tedaviye gönderilmeyen polis memuru Kadir Eyce, gözaltı süreci ve cezaevinde yaşadıklarının ardından yakalandığı hastalık sonucunda hayatını kaybetti.
Eyce, Sivas’ın Zara ilçesinde görev yaparken 2016 yılı Ekim ayında gözaltına alındı. Herhangi bir sağlık problemi yoktu ve kilosu 90’ın üzerindeydi. Gözaltı süreci boyunca kendisine Gülen Cemaati’nden olduğu, cemaatten tanıdığı kişilerin isimlerini vermesi yönünde baskı yapıldı. Kendisinin olay yeri inceleme polisi olduğunu, sadece teknik bir personel olduğunu, görevini başarıyla yaptığını anlatan Eyce, psikolojik ve fiziki baskıya rağmen, suçsuz olduğunu savundu.
Gözaltı süresince, beslenme problemleri, soğukta uyumak zorunda kalmak, sürekli psikolojik baskı, stres pozisyonunda tutulma gibi sebeplerle Kadir Eyce’nin karın bölgesinde şiddetli ağrılar başladı. Ancak dilekçe vermesine rağmen tıbbi yardım alamadı. 2016 yılı Ekim ayı içerisinde çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği’nde “Bank Asya’da hesabı bulunması” nedeniyle tutuklanarak Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.Tutukluluğu sırasında karın ağrıları şiddetlenen Eyce’nin hastaneye gidebilmek için verdiği onlarca dilekçeye karşılık verilmedi. Aradan geçen aylar boyunca her geçen gün durumu kötüleşen Eyce’nin tek başına yürüyemez hale gelmesinin ardından hastaneye sevki yapıldı. Önce Sivas Numune Hastanesi’ne gönderilen Eyce, buradan Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne sevkedildi. Ancak Kadir Eyce’nin çevresinin anlatımlarına göre, Cumhuriyet Hastanesi’nde kendisiyle ilgilenilmedi, detaylı tetkikleri yapılmadı, tedaviye başlanmadı ve sürekli “başka gün gelmesi” istenerek cezaevine geri gönderildi.
FELÇ OLDU
Cezaevinde durumu her geçen gün ağırlaşan Eyce, sonunda yürüyemez hale geldi. Koğuşundan, görüş günlerinde veya ailesine telefon açacağında koluna giren gardiyanların sayesinde çıkabiliyordu. Ailesi ve avukatının “ Eyce’nin ölmek üzere olduğu, bundan tüm yetkililerin sorumlu olacağı” şeklindeki peş peşe dilekçeleri ve yoğun baskıları sonucunda Kadir Eyce’nin tahliyesi yönünde karar çıktı. Ekim 2016’da gözaltına sapasağlam giren Kadir Eyce’yi devlet; belden aşağısı tutmaz vaziyette, aşırı derecede zayıflamış ve tuvalete bile gidemez halde geri verdi. Eyce, ailesi tarafından Mersin Üniversitesi Hastanesi’ne götürüldü. Yapılan tetkiklerde, normalde ilaçla yok edilebilecek küçük bir kitlenin, geç müdahale edilmesi, tedavi yapılmaması ve kötü beslenme-psikolojik faktörler nedeniyle hızla büyüdüğünü ve sindirim sistemini çökerttiği, artık müdahale edilemeyeceği belirtildi. Daha sonra Eyce, hayatını kaybetti.
Hakkında hiçbir delil ortaya konulmayan Kadir Eyce’nin dosyasındaki tek şey Bank Asya’da hesabı bulunmasıydı. Yakınlarının anlatımına göre hastane sürecinde çabuk yorulduğu için çok az konuşabilen Kadir Eyce sürekli olarak, “Benden hep isim istediler, ben suçsuzdum, kimseye de iftira atmadım” diyordu.Eyce bugün toprağa verildi. Eyce, Mersin’in Mut ilçesinde 2 yıl önce vefat eden 3 yaşındaki oğlunun yanı başına sessizce defnedildi. Eyce’nin diğer yanında ise yine genç yaşta trafik kazasından kaybettiği kardeşi ve aynı yıl içinde kaybettiği annesinin mezarları yer alıyor.
Mesleğini çok seviyordu. Eyce mesleğini çok seven bir polis memuru olarak biliniyor. Önleyici hizmetlerde başladığı görevine puanlama sisteminde başarılı olması sonrasında Olay Yeri İnceleme birimine alındı. Bir süre İstanbul’da çalışan Eyce, ardından doğu görevi kapsamında Sivas’ın Zara ilçesine tayin edildi.
Mesleğinde ilerlemek için komiser yardımcılığı sınavına hazırlanan Eyce, 2016 yılında girdiği sınavı başarıyla kazandı. Ailesi, Eyce’nin sınava çok sıkı biçimde aylarca çalıştığını ve başarılı olduğunu ancak mülakatta haksız biçimde elenerek hayallerinin yıkıldığını söylemişti.