Başbakanlık eski Raportörü KHK’lı Hüseyin Galip Küçüközyiğit’ten 29 Aralık 2020’den bu yana haber alınamıyor. Küçüközyiğit’in nerede olduğunu öğrenmeye yönelik mücadeleleri sonuçsuz kalan ailesi, onun kaçırıldığını ve zorla kaybedildiğini düşünüyor. Şu ana kadar Küçüközyiğit hakkında Savcılığa yapılan başvurular takipsizlik kararıyla reddedildi. Kızı Nursena Küçüközyiğit, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek babasının kayıp olduğu ve kaçırılmış olabileceğiyle ilgili dilekçe vermek istedi ancak dilekçe, Savcılık müracaat bürosundaki görevliler tarafından, “devlet işi gücü bırakıp senin babanı mı arayacak” denilerek, Kocaeli Emniyeti Kayıp Burosu’nda ise “Baban yurtdışına gitmiştir.” denilerek alınmadı.
Hüseyin Galip Küçüközyiğit, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Almanya’da master yaptı ve ardından Ulusal Ajans’ta Avrupa Birliği Koordinatörlüğü görevine getirildi. Bürokrasinin üst düzey kademelerinde görev yapan Küçüközyiğit, son olarak Başbakanlık’ta görevliydi. 15 Temmuz’un ardından, Gülen Hareketi’yle ilişkili olduğu gerekçesiyle kamu görevinden çıkartılan yaklaşık 150 bin kişiden biri oldu. Geçirdiği soruşturmadan sonra 6 ay tutuklu kalan Küçüközyiğit, tahliye olmasının ardından, kendisi gibi görevinden ihraç edilenlere hukuk danışmanlığı veren bir ofis kurdu. Başbakanlık Eski Raportörü Küçüközyiğit’ten 29 Aralık 2020’den bu yana haber alınamıyor.
İlk olarak HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu tarafından duyurulan gelişmeyle ilgili “Babam Nerede” kullanıcı adıyla Twitter hesabı açan kızı Nursena Küçüközyiğit, Hüseyin Galip Küçüközyiğit ile ilgili Kronos‘a açıklamalarda bulundu.
En son 29 Aralık 2020 Salı günü saat 15:30 ile 16:30 arasında Ankara Maltepe Camii’nin hemen karşısındaki ofisinden 34 FNF28 plakalı Mazda 323 model aracıyla Gölbaşı’na doğru hareket ettiği tahmin edilen babası hakkındaki endişelerini dile getiren Nursena Küçüközyiğit, yetkililerden yardım istedi.
SOSYAL MEDYADAN SORDU, YETKİLİLERE YAZDI: BABAM NEREDE?
Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Nursena Küçüközyiğit (20), polise başvurduğunu, HDP Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu’na bilgi verdiğini, Ankara Barosu’na e-posta attığını ve CİMER’e dilekçe yazdığını belirterek şunları ifade etti:
“Tam sokağa çıkma kısıtlamalarına denk geldi. 3-4 saat ulaşamayınca hemen polise gitmek istemedim. İnsan bir gün, iki gün telefonunu şarj etmeyebilir ama beş gün asla böyle bir şey olmaz. Farklı şehirlerde yaşadığımız için takibini yapmakta da zorlanıyorum. Şu an sadece evde oturup internet üzerinden insanlara ulaşarak olayı duyurmaya çalışıyorum.”
PARLAK BİR KARİYERİ VAR
İki yıl önce annesinin ve babasının boşandığını, lise eğitimine devam eden 15 yaşında bir kardeşinin olduğunu kaydeden Nursena Küçüközyiğit, “Dürüst, sevecen ve adil biriydi, okumayı severdi” sözleriyle tarif ettiği babasıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Babam hukuk müşaviriydi, 17/25 Aralık operasyonlarından sonra Başbakanlık raportörlüğüne aldılar. Daha sonra da ihraç ettiler. Konya’da 1973 yılında doğdu babam. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Bir dönem yüksek lisans çalışması için Almanya’da bulundu. Bir süre Ulusal Ajans’ta çalıştı. Hukuk müşavirliğine atandıktan bir süre sonra ise Başbakanlık raportörlüğüne aldılar. O sıralar babam, kendisine çok iş verilmediğini söylüyordu. 15 Temmuz’dan sonra babamı ihraç ettiler (01 Eylül 2016). Dava açılmıştı. 2018 yılında kendisi teslim oldu, yargılandı, örgüt üyeliğinden 6 yıl 3 ay ceza verdiler. Yaklaşık 6-7 ay cezaevinde kaldı. 6 Mayıs 2019’da son duruşması yapıldı ve istinaf süreci öncesi cezaevinden tahliye edildi.”
“BABAMLA AYRI ŞEHİRLERDE YAŞIYORDUK”
Annesi ile babasının 15 Temmuz’dan sonraki zorlu süreçte boşandıklarını belirten Küçüközyiğit, “Ama medeni iki insan olarak yollarını ayırdılar.” diyerek sonrasındaki gelişmeleri şöyle anlattı:
“Babam, 2019 yılının başında cezaevinden çıktı. Babam çıktıktan sonra Ankara’da yaşamaya başladı. Biz de annemle Kocaeli’ye taşınmıştık boşanma süreci sonrasında. Ankara’da kardeşinin bir ofisi vardı, orada çalışmaya başlamıştı babam. Orada istinaf sürecinin sonuçlanmasını bekliyordu. Her gün kardeşimle beni düzenli arayıp soruyordu. İki haftada bir de Kocaeli’ne bizi görmeye geliyordu. En son 16 Aralık’ta kız kardeşimle beni görmeye gelmişti arabasıyla. O döneme özgü babamın herhangi bir tedirginliği yoktu ama bize kaçırılan insanlardan söz etmişti. Bazı insanların bir anda ortadan kaybolduğunu söylüyordu. Ama biz de soru sormuyorduk, yakıştıramıyorduk, bizim başımıza gelmez sanıyorduk.
Biz her gün telefonla konuşmaya devam ediyorduk babamla. Her şey gayet normal devam ediyordu. Yılbaşı için yanımıza gelmek istediğini söylemişti hatta. 3-4 gün tatil ve sokağa çıkma yasağı olduğu için bizimle geçirmek istiyordu. 29 Aralık 15:39’da konuşmuşuz bunu. Babam bana ‘geleceğim’ demişti. ‘Tamam’ dedik. ‘Yarın sabah yola çıkacağım öğlene doğru orada olurum’ demişti. Ertesi gün oldu. Babam gelmedi. Endişelendik. 30 Aralık boyunca bekledik, gelmedi. Sonrasında 31 Aralık’ta ben polise gittim. En son Kocaeli’ne bizim yanımıza geleceğini söylemişti. Haber alamayınca arkadaşlarına ve amcalarıma sorduk. Onlar da en son 29 Aralık Salı günü konuştuklarını söylediler. Sonrasında haber alan yok, muhtemelen en son biz konuştuk. En son göreni tam olarak bilmiyoruz.”
“BİZİ BU KADAR UZUN SÜRE HABERSİZ BIRAKMADI”
Babasının neden kaçırılmış olabileceğine ilişkin ise Küçüközyiğit, başka bir ihtimalin aklına gelmediğini belirtiyor:
“Kaçırılma durumundan emin olmaktan çok böyle bir ihtimalin aklımıza bile gelmemesi gerekiyor normalde ama babamın belli bir sağlık sorunu yoktu. Hiçbir zaman bizi bu kadar uzun süre habersiz bırakmadı. Telaşlanacağımızı bilir. Hakkında kaçması gereken herhangi bir dava yok. Her şey gayet yolundaydı. Kendine ait küçük bir ofisi var onunla ayakta durmaya çalışıyor. Bizi düzenli görebiliyor. Kendisi çevresinde kaçırılmaları duyduğunu bize söyledi. İlk aklımıza gelen bu oldu maalesef.”
Küçüközyiğit, daha önce kulağına kaçırma haberlerinin geldiğini, bir gün başlarına böyle bir olayın geleceğini düşünmediklerini anlatıyor. “Böyle haberleri okuyunca çok üzülüyorduk ama insanın aklına gelmiyor. ‘Ya bana olursa’ diye düşünmek istemiyorsun. O psikolojiyle çok ayakta durabileceğime de inanmıyorum ben. Şu anda bile o eski kaçırılma haberlerini okumamaya çalışıyorum.” diyor ve ilgililerden yardım bekliyor:
“Bir an önce babamın bulunmasını istiyorum. 3-4 kere karakolu aradım, bana bilgi veremeyeceklerini söylüyorlar. Bilgi verecek makamlara ulaşmaya çalıştığımda ‘mesai saati değil, onlara biz bağlayamayız’ diyorlar. Hiçbir yere ulaşamıyorum şu anda. Babamın durumu hakkında hiçbir fikrim yok. Bir an önce bulunmasını istiyorum sadece.”
Olayla ilgili polise ve savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, İnsan Hakları Derneği, Birleşmiş Milletler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvuracaklarını anlatan Nursena, babasının parlak bir kariyeri olduğunu, hiçbir suça karışmadığını ısrarla belirtti.
Babasının kaçırılışıyla ilgili tüm detayları @NeredeBabam Twitter hesabından duyurmaya çalışan Nursena, hafta sonu devam eden sokağa çıkma yasağının ardından Pazartesi sabahı Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek babasının kayıp olduğu ve kaçırılmış olabileceğiyle ilgili dilekçe vermek istedi. Ancak dilekçe Savcılık müracaat bürosundaki görevliler tarafından, “devlet işi gücü bırakıp senin babanı mı arayacak” diyerek alınmadı. Ardından Kocaeli Emniyeti Kayıp Burosu’nda ise “Baban yurtdışına gitmiştir.” denilerek benzer şekilde başvuru alınmayınca, ilk başvurunun yapıldığı karakola gittiğini söyleyen Nursena, burada verdiği dilekçenin de henüz savcılığa gönderilmediğini öğrendi. Karakolda babasının güncel telefonu yerine 10 yıl önce kullandığı eski telefonunun kayda girildiğini belirten Nursena, şu an için çok önemli olan cep telefonu sinyal takip bilgilerinin de bu sebeple toplanmadığını belirtti.
Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosu tarafından yapılan “Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in telefonunun sinyal takibi”ne ilişkin başvurusu, Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildi.
ALMAN DEVLET TELEVİZYONU ARD’NİN GÜNDEMİNDE: KORKU BÜYÜYOR
Alman kamu yayıncısı ARD Televizyonu, Türkiye’deki kaçırma, kaybetme ve diğer insan hakları ihalelerini konu alan bir haber yayımladı. 29 Aralık 2020 tarihinden beri kayıp olan Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in kızı Nursena Küçüközyğit’in babasıyla ilgili sözlerine yer verilen kanalda, Türkiye için “Türkiye’de muhalefet üyelerine yönelik davaların gerçekten nasıl olduğunu sorgulamak gerek” ifadesi kullanıldı.
Haberde, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve destekçilerinin “Ne istiyorsunuz? Darbeyi başkaları yapıyor Erdoğan demokrasiyi savunuyor ve herkes adil yargılanıyor” savunmasında bulundukları kaydedilerek, “Ancak Türkiye’de muhalefet üyelerine yönelik davaların gerçekten nasıl olduğunu sorgulamak gerek. En karanlık diktatörlüklerde olduğu gibi hiçbir duruşma yok, pek çok muhalif iz bırakmadan kayboluyor” denildi.
“İNSAN ÇARESİZ KALIYOR VE KORKUNUZ GİDEREK BÜYÜYOR”
Kayıp babasını arayan Nursena için bugünlerin “çok kara günler” olduğu belirtilen haberde, “Derslerine konsantre olmaya çalışıyor ama tekrar tekrar babasının şu anda nerede olabileceğini merak ediyor. Onunla son kez 29 Aralık’ta telefon ile görüşmüştü” denildi. Nursena Küçüközyiğit’in “Çok kötü bir şey, insan çaresiz kalıyor ve korkunuz giderek büyüyor. Hiç beklenmedik bir anda babam ortadan kayboldu” şeklindeki sözlerine yer verilen haberde, Hüseyin Galip Küçüközyiğit’in son görüntülerinin nasıl dikkate alınmadığı da vurgulandı.
Haberin devamında şu ifadeler kullanıldı: “Nursena defalarca polisin ve savcılığın babasını aramasını istedi. Ancak devletin şu anda yapacak daha önemli işleri olduğu söylendi. Şu an durum belirsizliğini koruyor ve Nursena babasının geri geleceği umudunu taşıyor.”
“GÜVENLİK KAMERALARI İNCELENMEDİ”
Nursena Küçüközyiğit’in “Babam kaybolduktan sonra benzer vakaları ve insanların altı ila sekiz ay arasında gözaltında tutulduklarını ve işkence gördüklerini de öğrendim” şeklindeki sözlerine yer verilen haber şöyle devam etti:
“Nursena babasının yaşadığı binanın çeşitli güvenlik kameralarından görüntüleri gösteriyor. Görüntüdeki onun babası ve sonraki resimde üç adam görüyorsunuz, muhtemelen onu kaçıranlar bunlar diye şüpheleniyor. Nursena’nın babası yıllarca devlet danışmanı olarak çalıştı. 2016 darbe girişiminin ardından işinden atıldı. 2018’de terör örgütüne üye olmaktan tutuklandı ve birkaç yıl hapse mahkum edildi. Türk devleti darbe girişimini organize etmekten dolayı Gülen hareketini suçlamıştı. Hüseyin Galip Küçüközyiğit karara itiraz etti ve serbest bırakıldı.”
İSTANBUL’DA KAÇIRILAN GÖKHAN GÜNEŞ’E DE YER VERİLDİ
ARD’nin haberinde İstanbul’da kendilerine “görünmeyenler” diyen kişiler tarafından kaçırılıp günlerce işkence edildikten sonra serbest bırakılan Gökhan Güneş’e de yer verildi. Haberde, “Bu kayıtlarda bir diğer vaka muhalif Gökhan Güneş’in kaçırıldığını gösteriyor. Görüntünün kenarında bir grup adam görülüyor. Sarı yelek giymiş işçi, bir meslektaşının dikkatini kaçırma olayına çekiyor. Güneş altı gün sonra serbest bırakıldı. Gözü mor şekilde basının önüne çıkan aktif sosyalist Güneş. ‘Bana uzun ve kısa süreler boyunca işkence yaptılar, elektrik şokları, sert darbeler, şiddet. Çıplakken ya da iç çamaşırlarıyla soğuk su püskürttüler. İşkencecilerin kendileri için çalışmamı ve Türk sosyalistleri hakkında bilgi vermemi istediler.’ Gökhan Güneş gizli servisin onu kaçırdığına inandığını söylüyor.”
Haberde, Uluslararası Af Örgütü’nün bu tür kaçırmaların Türkiye’de son yıllarda önemli ölçüde arttığı konusunda uyarıda bulunduğu da vurgulanarak, “Kaçırılanlardan başkaları hakkında bilgi ve isim toplamak istiyorlar. Bunlar bilindiği gibi gözaltında değil de kanunun girmediği yerlerde yapılıyor.” denildi.
KAYNAKLAR:
https://www.boldapp.de/2021/01/04/kacirilan-khkli-kucukozyigitin-kizi-dilekce-verecek-devlet-ariyor/
https://kronos34.news/tr/eski-basbakanlik-raportoru-kucukozyigitin-kizi-babam-nerede/