Ahmet Turan Özcerit Akademisyen , Sakarya Üniversitesi
  • Ölüm Tarihi 13/02/2018
  • Öldüğü Yer Ankara
  • Ölüm Sebebi Kötü muamele, kanser
  • Defin Tarihi 13.02.2018, Ankara
  • Gözaltı Tarihi 26.07.2016
  • Gözaltı Yeri Sakarya
  • Tutuklama Tarihi 06.08.2016
  • Tutuklayan Mahkeme Sakarya Cumhuriyet Savcılığı
  • Tutukluluk Süresi 14 ay
  • Suçlama-İstenilen Ceza

ÖZGEÇMİŞ

Türkiye’de 15 Temmuz sonrası başlayan Tenkil sürecinde Özcerit ailesinin başına gelenler, insanlığı utandıracak düzeydedir. Doç. Dr. Ahmet Turan Özcerit, Sakarya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde görev yapan başarılı bir akademisyendi. KHK ile ihraç edildikten sonra 26 Temmuz 2016’da gözaltına alındı, 6 Ağustos 2016’da tutuklandı. ‘Çok fazla ülke gezmek’ ve ‘TÜBİTAK projelerinde hakemlik yapmak’ kendisine atfedilen suçlamalardan bazılarıydı. Özcerit, üç hafta Sakarya Ferizli Cezaevinde kaldıktan sonra ailesinden daha uzak bir şehre Bandırma Cezaevine sevk edildi.

15 Temmuz sonrası başlayan cinnetin hedefine akademisyenler de girmişti. Sakarya Üniversitesi bünyesinde bir grubun yaptığı fişleme çalışmalarının hedefinde akademisyenle vardı. Toplu akademisyen tutuklamalarının başladığı yerlerden biri Sakarya Üniversitesi’ydi. Onlarca akamesiyen gibi Özcerit de bu fişlemeler sonucu cadı avının hedefi haline gelmişti.

Ahmet Turhan Özcerit tutuklanmadan önce safra kesesindeki sıkıntılar yüzünden karın ağrıları çekiyordu. Bu ağrılar cezaevinde arttı, fakat daha farklı bir sorun vardı. Ağrılarla birlikte iştahı kesildi, zayıfladı. 30 kilo kaybetti ve gün geçtikçe kötüleşmeye başladı.  Kötü şartlarda tutukluluk sürüyordu. İki kişilik koğuşlarda 15 kişi kalmaya zorlanmıştı. Özcerit, ağrılarının devam etmesi üzerine revire başvurdu ama her seferinde koğuşuna geri gönderildi. Mart 2017’de ailesine gönderdiği bir mektupta yazdığına göre, Özcerit revire gider ve hastaneye sevkini ister. “200 kişilik hastane sırası var” denilir ve eline birkaç ağrı kesici tutuşturulur, tekrar aynı hücreye gönderilir.

Şikayetleri geçmez. Artık makattan kan gelmeye başlar. Buna rağmen hastaneye gönderilmez. Temmuz 2017’de koğuşunda yarı baygın hale gelince hastaneye kaldırılır ama artık çok geçtir. Özcerit, cezaevinden yaşadığı yoğun stres ve kötü muamele yüzünden kalın bağırsak kanseri olmuştur. Üstelik kanser ilerlemiş karaciğerine metastaz yapmıştır.

Özcerit, hastanenin mahkum koğuşuna koğuşuna yatırılır. Tek başınadır. Mamayla beslenir. Eşini sadece haftada bir kez, 15-20 dakika görmesine izin verilir. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ilk ameliyatını olup ölümden döndükten sonra doktorları 5 aylık ömrü dile getirmesine rağmen, 2 heyet raporu yazılır ve bu raporlarda cezaevinde kalabileceği belirtilir. Heyetteki doktorlar korkularından cezaevinde kalamaz raporu bile veremezler. Oysa 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanununa göre hasta tutukluların cezaları iyileşene kadar ertelenmesi gerekirken hiçbir şey yapılmaz. Hastalığı ilerleyen Özcerit adeta ölüme terkedilmiştir.

Cezaevine kırktan fazla dilekçe yazan Özcerit hiçbirine cevap alamaz. Yaşadığı sağlık sorunları  sosyal medyaya yansıyınca oluşan yoğun baskı sonrası 20 Eylül 2017’de tahliye edilir. Geç teşhis, ilerleyen hastalık nedeniyle yorgun düşen vücudu tedaviye cevap vermez ve 12 Şubat 2018’de hayata gözlerini yumar.  Özcerit ailesini, herkes hastane sürecinde çektikleri bu fotoğraflarla daha yakından tanıdı. Babalarına moral vermek için yüzünden tebessümleri eksik olmayan çocuklarının şimdi boynu bükük.

Oğlu Sinan Özcerit, babasının yaşadıklarını milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na şöyle anlatmıştı:
“Evimizi didik didik ettiler. Bir şey bulamadılar. Bazı çocuk kitaplarını aldılar. Babamı götürdüler. 3 gün boyunca babamı aradık. Hiçbir kurum cevap vermedi. 3 gün sonra bulduk ve temiz çamaşır götürdük. Gözaltı koşulları korkunçmuş. İç çamaşırlarıyla bırakmışlar. Elleri kelepçeliymiş. Su istediklerinde ‘Size su bile yok’ demişler. Babamı dövmüş, işkence etmişler, darp raporu var. 4 kişilik yerde 20 kişi kalıyormuş. 3-4 saat nöbetleşerek uyumuşlar. Uyuyacak yer bile yokmuş. Cezaevinde 1 ay boyunca sancılarından dolayı kıvrandı ve tek yaptıkları -bir lütufmuş gibi- 5-6 günde bir revire götürüp ağrı kesici verip geri göndermekti.”

Özcerit ailesinin başına gelenler, bu iç parçalayıcı ölümle sınırlı kalmadı. Onlara destek verenler, selam verenler dahi rahatsız edildi. Cenaze günü polis rahat vermedi. ‘Cenaze evi kalabalığından’ rahatsız olduğunu söyleyen bir komşu, polise şikâyette bulundu ve ekip eve gelerek onları en acılı günlerinde rahatsız etti.

Mayıs 2019’da ise eşi Esra Özcerit ve kızı Senanur Özcerit bir sabah Sakarya’daki evlerinde gözaltına alındı. Eşi, akrabalarını ve aile dostlarını arabayla taşımak, kızı üniversiteden arkadaşlarını yemeğe davet etmekle suçlanıyordu. Oluşan tepki nedeniyle Esra Özcerit ifadesi alındıktan sonra o gün, Senanur ise üç gün sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Özcerit ailesi aylarca adım adım takip edildi, kimlerle görüştüğü, kimlerle irtibat halindeler oldukları izleniyordu sözde. Fiziki polis takibinin yanı sıra, telefonları, sosyal medya hesapları da gözetim altında tutulan Özceritler, Türkiye’deki fiili baskının ve zulmün en somut kanıtlarından biridir.

Akademisyen Doç. Dr. Ahmet Turan Özcerit’in cezaevinden oğlu Sinan’a yazdığı mektubu, şiirleri ve hapiste kullandığı ayakkabısı ve tişörtleri Tenkil Müzesinin envanterine bu zulmün bir nişanesi olarak kaydedildi.

Özcerit mektubunda oğluna nasihatte bulunuyor ve “Herkesi kendi değerleriyle kabul et ve önyargılarını bir kenara bırak. Tabi ki değerlerin ve hareketlerin tutarlı olsun. Adalet ve doğruluk birinci önceliğin olsun ve bu konularda taviz verme, zor bir yoldur ama esas kazanç buradadır.” diyor.

KİŞİSEL Ve İDARİ SÜREÇ

Doç.Dr. Ahmet Turan Özcerit
Yaşı: 49*
Cinsiyeti: Erkek
Medeni Durumu: Evli
Eşinin İsmi: Esra Özcerit
Çocuklarının İsimleri:
4 çocuğu var. Senanur Özcerit, Sinan Özcerit…

Eğitim Durumu-Okulu-Mezuniyet Tarihi:
Lisans:
Gazi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği (1994-1999)
Master ve Doktora:
The University of Sussex (Ph.D.Computer Engineering) 1986-1990

Mesleki Başarıları ve Geçmişi:
YÖK bursuyla master ve doktorasını İngiltere’nin Sussex Üniversitesi’nde tamamladı.
TÜBİTAK projelerinde hakemlik yaptı.
Sakarya Üniversitesi’nde 15 yıl öğretim üyeliği yaptı.
2 kitap, onlarca makale kaleme aldı.

Kitapları ve Eserleri:
ATM Bilgisayar Ağlarına Giriş*
8051 Mikrodenetleyici Uygulamaları*

Çalıştığı Kurum:
Sakarya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü
Açığa Alınma, KHK Kararı ve Tarihi:
1 Eylül 2016 tarihinde 672 sayılı KHK ile ihraç edildi.

GÖZALTI SÜRECİ

Gözaltına Altına Alındığı Şehir: Sakarya
Gözaltına Alan Emniyet Birimi: Sakarya Emniyet Müdürlüğü
Gözaltı Süresi: 11 gün
Gözaltı Sürecindeki Hak İhlalleri:
Kötü muamele, fiziksel ve psikolojik işkence uygulanması (İşkence darp raporuyla sabittir.)
2 kişilik nezarethanede insani yaşam koşullarına aykırı şekilde 15 kişi yaşamak zorunda bırakılması

Gözaltındaki Sağlık Durumu:
Kanserin ilk evresi cezaevinde başlıyor . Hastalık dördüncü evreye ilerleyene kadar heyet raporları ile cezaevinde tutuluyor ve tedavinin zamanında yapılması engelleniyor.

TUTUKLULUK SÜRECİ

Tutuklanma Tarihi:
6 Ağustos 2016
Tutuklandığı Şehir:
Sakarya
Tutuklama Kararı Talep Eden Savcılık:
Sakarya Cumhuriyet Savcılığı

Hakkında İstenen Ceza:
Terör örgütü üyeliği suçlaması
Tutuklu Kaldığı Cezaevi:
Ferizli Cezaevi (3 hafta)
Bandırma Cezaevi (13 ay)
Hastalıkları: Akciğer ve kolon kanseri
Tutukluluktaki Hak İhlalleri -Temel İnsani Hak İhlalleri:
Geç tahliye, geç sağlık müdahalesiyle yaşam hakkı elinden alındı.
Tutukluluktaki Sağlık Durumu:
Tutukluluğun ilk ayında ortaya çıkan ağır sancılar ağrı kesiciler ile geçiştirildi. Kanser teşhisi konulduktan sonra ise tedavisi zamanında yapılmadı. Cezaevi koşulları hastalığının ilerlemesine sebep oldu.

Ölümünden Sorumlu Kişi ve Kurumlar:

İçişleri Bakanlığı

Adalet Bakanlığı

AKP iktidarı (Recep Tayyip Erdoğan ve ‘Cadı Avı’ sürecinde imza yetkisi bulunan kabine üyeleri)

Bandırma Cezaevi yönetimi ve doktorları

İzmir Devlet Hastanesi

İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma hastanesi (4.safha kanser teşhisine rağmen, ‘cezaevinde kalabilir’ raporunu veren heyet)

Copyright © 2021 Tenkil Museum