Ankara Barosuna kayıtlı bir Avukat olan ve kapatılan Turgut Özal Üniversitesi’nde geçmişte ders veren Mustafa Özben, 9 Mayıs 2017’de Ankara’nın Yenimahalle ilçesi Şentepe Mahallesi’nde insanların gözleri önünde kaçırıldı. Kar maskeli kişilerce zorla siyah bir Transporter’a bindirilen Özben’in akıbeti bilinmiyor.
Turgut Özal Üniversitesi’nde hukuk derslerine giren Ankara Barosu’nun eski avukatlarından Mustafa Özben 9 Mayıs 2017’de Ankara Şentepe’de, siyah bir Transporter ile kaçırıldı. O gün öğlen saatlerinde kızını okula bırakmak üzere evinden çıkan Özben bir daha evine dönemedi. Avukat Özben, Turgut Özal Üniversitesi’nde hukuk derslerine giriyordu. Ankara Barosu avukatlarındandı. Mustafa Özben’in kaçırılması, o sırada Güventepe Mahallesi’ndeki evine girmekte olan bir kişinin olaya şahitliği ve Şentepe Polis Merkezi Amirliği’ne verdiği ifadesiyle kesinleşti.
Eşi Emine Özben, kızını okuluna bıraktıktan sonra eve dönmeyen Mustafa Özben ile ilgili süreci basına şöyle anlatmıştı:
“10 Mayıs 2017 günü Ankara Emniyet Müdürlüğü Şentepe Polis Merkezine 2 defa müracaat ettim. Polise yaptığım müracaatta dikkatimi çeken şey şuydu: Polisler eşimin kaçırıldığına ikna olmadıkları gibi onun ‘saklanmış-kaçmış olabileceğini’ söylediler. Emniyette bana, ‘Eşin zaten aranıyordu’ dediler fakat ben bu durumu ilk defa duydum. Ailemizin bundan haberi yoktu. Peki adli işlem niçin yapılmamış ve bunun için gözaltı uygulanmamıştı? Yani yasal gözaltı yerine kaçırma planı mı yapılmıştı?”
Emine Özben, 11 Mayıs Perşembe günü tanımadığı bir numaradan eşinin kendisini aradığını da söyleyerek:
“Eşimin sesi tedirgin geliyordu, ben ve çocuklarımızın durumunu sordu, sonra sesler karıştı ve elinden telefonu alıp kapattılar. Sesi iyi gelmiyordu. Bana kaçırıldığını ve zor durumda olduğunu hissettirdi ve en çok da bize bir şey olup olmadığını anlamak istedi.” ifadesini kullanmıştı.
“Olay filmlerdeki gibiydi”
Emine Özben, yine olaya dair bilgiler paylaşarak bu konuyla ilgilenecek bir avukat bulamadığı için araştırmalarına günlerce geç kaldığını vurgulamıştı: “24 Mayıs 2017 Çarşamba günü, eşimin kızımızı okula bıraktığı yerden itibaren bir ipucu aradık. Ankara sokaklarını karış karış ederek, önce eşimin kullandığı aracı Şentepe Güventepe Caddesi-Kıvanç Sokak girişinde terk edilmiş halde buldum. Kaçırma eyleminin, eşimin aracı terk ettiği yerde gerçekleşmiş olabileceğini düşünerek çevrede araştırma yapmaya başladık.
Eşimin kaçırılması olayına çevredeki insanlar şahit olmuş, engellemek istemişler. Çevredeki kameralarda yaptığımız araştırmada, eşim markete giderken, olayda kullanılan siyah renkli Transporter’ın eşimin aracına 15-20 metre mesafede Güventepe Caddesi üzerindeki Kaşıkcı Eczanesi’nin önünde park halinde durduğu görünüyor. Eşimin marketten çıkmasıyla birlikte Transporter da eşimin bulunduğu yere doğru hareket ediyor.
Eşim 2 kişi tarafından Siyah Transporter araca doğru zorla götürülmüş, olaya karışan üçüncü kişinin ise yüzü maskeliymiş. 3 kişi eşimi araca arkadan zorla bindirmiş. Görgü tanıklarından birisi, ‘Olay filmlerdeki gibiydi, yüzü maskeli şahıs vardı, hızlıca adamı araca bindirdiler, anlık bir olaydı’ dedi.”
Emine Özben, olaya şahitlik eden bir kişiyi polise ifade vermesi için ikna etti. Şahit, 25 Mayıs 2017’de verdiği ifadesinde, Mustafa Özben’in kaybolduğu tarihte ve bölgedeki kaçırma olayına engel olamadan siyah Transporter’ın olay yerinden ayrıldığını söyledi. Ayrıca ifadesine, aynı gün başka bir kişinin polisi aradığını ve kaçırılmayla ilgili bilgi verdiğini de yazdı.
Aracın plakası tespit edildi
Ailesi, Ankara Yenimahalle Şentepe Güventepe Caddesi Kıvanç Sokak’ta köşe konumda olan bir ayakkabıcı önünde Özben’in aracını terk edilmiş halde buldu. Özben, bu sokak üzerindeki Ziraat Bankası ATM’sinden para çekmiş, akabinde bir dükkândan alışveriş yapmıştı. Özben, alışverişten sonra biri kar maskeli üç kişi tarafından kaçırılırken olayı okul (Mevlana Ortaokulu) bahçesinden izleyen kız öğrenciler korku içinde kalmıştı. Bağrışmalar sonrası olayı fark eden esnaflar 155 Polis İhbar hattını aramıştı.
Kaçırma eyleminde kullanılan Transporter araç plakasına kadar tespit edilmişti. Görgü tanıklarının anlattığına göre, Mustafa Özben’i kaçıran kişiler 34 plakalı Volkswagen Transporter model bir araç kullanıyordu, olay saat 13.30 sıralarında meydana gelmişti. Polis Merkezine olayla ilgili bilgi vermek için gidenlere de “zaten FETÖ”den aranıyor iyi olmuş” denilmişti. Polis Merkezi’nin, bilgi sahibi şahısların beyanlarını kayda alıp almadığı, ihbarla ilgili tutanak tutup tutmadığı bilinmiyor. Ancak tutanak tutulduysa da konuyu soruşturduğunu söyleyen Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın bu gerçeklerin peşinde olmadığı apaçık ortaya çıkıyordu.
Vatandaşın “adam kaçırılıyor” ihbarına itibar eden bile olmamıştı. Güpegündüz, insanların, çocukların gözü önünde kirli eller devreye girip başkentte adam kaçırıyordu. Üstelik bir avukat. Şahitler, olay yeri kamera görüntüleri, 155 kayıtları ve hatta MOBESE kameraları kayıtları vardı. (ank-061 numaralı MOBESE kamerası) Hukuk işlemiyor, emniyet göz yumuyordu bu çeteye.
AİHM Türkiye’den bilgi istedi
Özben ailesi önce 7 Temmuz’da Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Sonra 28 Temmuz’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Başvuruda, AİHM İçtüzüğü’nün 39. maddesi gereğince Özben’in bulunması için devreye girmesi ve etkili bir soruşturma için Türk hükümetine baskı kurmasını istedi. AİHM, 4 Ağustos’ta aldığı bir kararla Türkiye’nin bazı bilgilere cevaplandırmasını yazılı olarak talep etti. AİHM, hükümetten, aşağıdaki sorulara ilişkin cevapların ve soruşturma dosyasının bir örneğini 10 Ağustos 2017’ye kadar göndermesini istiyordu:
– Kaybolan ve kaybolduğu sırada görgü tanıkları tarafından fark edilen ve anında acil servise (155) haber verilen Mustafa Özben’in bulunması için polis memurları tarafından hangi işlemler yapıldı?
– Başvurucu Emine Özben’in eşinin bulunması için soruşturma birimleri ve özellikle de ilgili savcılar tarafından hangi işlemler yapıldı?
Bu meyanda,
-Kaçıranlar tarafından kullanılan ve başvurucunun eşinin bindirildiği siyah aracı bulmak için adımlar atıldı mı?
-Kaçıranların kimliğini tespit etmek için adımlar atıldı mı?
-Başvurucunun 11 Mayıs 2017 akşamında arandığı mobil telefonun dosyadaki bilgilere göre, sahibi olan M.M.A. sorgulandı mı?
– Olaydaki tüm görgü tanıklarını belirlenip, sorgulandı mı?
-Başvuranın kocası o araca yerleştirildikten sonra, olayın bulunduğu yerde ve kara taşıt yolu boyunca MOBESE’ler ve diğer güvenlik kameraları tarafından kaydedilen görüntülerin yerleri belirlendi mi, görüntülerin güvenliği sağlandı mı?
-Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan talebe ilişkin olarak atılan adımlar nelerdir?
Bu soruların tamamı cevapsız kaldı.
KAYNAKLAR:
https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-40372013
http://www.tr724.com/125618-2/