Kendilerine yaşam hakkı tanınmadığı için çareyi başka ülkelere gitmekte bulan aralarında akademisyen, hakim ve öğretmenlerin bulunduğu 18 kişinin bindiği tekne gece 00.30 sularında alabora oldu. 7 kişinin yaşamını yitirdiği elim kazada Hakim adayı Nazir Işık’la Hakime Fatma Işık’ın hayatını kaybeden iki çocuğundan biri, henüz 3 yaşındaki İbrahim Işık’tı.

Hapsedilen ve ihraç edilen kardeşlerine dayanamayan Ayşe Meleş kanserden vefat etti. Kardeşlerinin çocuklarına hem annelik hem babalık yapıyordu. Meleş’in abisi Mehmet Meleş 15 Temmuz darbe girişiminden 1 yıl önce sorgusuz sualsiz tutuklanan eğitimcilerden biriydi.

Vahdettin Demirtaş, Türkmenistan’ın ilk gönüllü öğretmenlerdendi. 9 yıllık görev sonrasında ülkesine döndü, fakat çalıştığı kurum 15 Temmuz sonrası KHK ile kapatıldı. Kur’an-ı Kerim öğrettiği gii traji-komik suçlamayla karşılaştı. Demirtaş, üzüntüden kansere yakalandı. Hakkındaki yakalama kararı sebebiyle gaybubet yapan ve gerekli tedaviyi olamayan eğitim gönüllüsü, kansere yenik düşerek hayatını kaybetti.

İstanbul’daki cezaevinde kalan yakınlarını görmek için Kayseri’den yola çıkan Hayriye Öztürk’ün içinde bulunduğu otomobil kaza yaptı. Öztürk, kazada hayatını kaybetti.

Eskişehir’de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği yapan Emin Köseler, önce KHK ile ihraç edildi sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi. Emin Köseler, 2019 yılında tahliye edildi. Ancak tahliyenin sevincini yaşayamadan kendisine kanser teşhisi kondu. Tedavisinde sonuç alamadı ve hayatını kaybetti.

Orta Asya’ya eğitim gönüllüsü olarak giden ve esnaflık yapan İsmail Eyüpoğlu, önce eşi Habibe Eyüpoğlu’nu kaybetti. 16 Temmuz 2020 tarihinde üzüntü ve yaşadığı süreci etkisiyle eşi gibi sürgünde vefat etti.

KHK ile ihraç edilen öğretmen Bünyamin Aydoğan, inşaatta çalışırken üzerine vinçten boru düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Olay 13 Mayıs 2017 tarihinde akşam saatlerinde yaşandı. Aydoğan, kazadan yaklaşık 20 gün önce işe girmişti.

Harp Okulu 2. Sınıf öğrencisi Murat Tekin, 15 Temmuz 2016 gecesi Yalova’daki kamplarından alınıp İstanbul Boğaz Köprüsü’ne götürülen askeri öğrenciler arasındaydı.  “Aralarında canlı bomba var” denilerek halka ateş açması istenmişti. Ancak o, silahını bırakıp halkın arasına girdi ve orada şişler, sopalar ve demir çubuklarla vahşice öldürüldü.

9 yaşındaki Nurefşan Teke Türkiye’deki zulümden nasibini almış küçük bir çocuktu. 5 yıldır yurtdışında olan babasına kavuşmak için annesiyle ülkeyi terketmek zorunda kaldı. Fakat babasına kavuşma umuduyla çıktığı bu yolu geçmesine Meriç Nehri izin vermedi. Bindikleri botun alabora olması sonucu Nurefşan Teke hayatını kaybetti.